17 Kasım 2014 Pazartesi

Tanıştırayım: Suna

Bu elimde görmüş olduğunuz arkadaşın adı Suna. Bu ismi ona ben verdim. Bir ay birlikteymişiz, ayrılmayacakmışız. Doktor civanım öyle buyurdular, ayrılmayasınız dediler, günde 3-4 defa sıkınız, drenajınızı artırınız şeklinde rica ettiler. Eyvallah... Eh madem münasebetimizin derecesi pek yakın pek samimi olacak, arkadaş belledim kendisini ve hatta bir kimliğe kavuşturdum. SUNA.

Yeşil başlı ördek ayol!!

Bu ara ziyadesiyle geyiğe bağlamış durumdayım ve sen bu satırları okuyan insan, allah yardımcın olsun.

Geçen cumaydı, ofisten bir türlü çıkamadım, hani erken çıkıp tomografi çektireceğim ya iş üstüne iş çıktı, dokuz ayın cuması... Neyse, akşama doğru çıktım, tomografi çektirdim. uzatmayacağım, doktor ameliyat dedi, ben hadi canım dedim. Doktor üsteledi, ben antibiyotik? dedim. Yok dedi antibiyotik seni kurtaramaz dedi, ben deme dedim. Dedi. Ameliyat dedi.

Beni pek hevesli görmeyince - ki kim heveslenir ameliyata değil mi ya - acelesi yok düşün, dedi. Düşünmekle kalmayacağım, "ameliyata gerek yok" diyecek bir hekim bulasıya kadar kapı kapı dolaşacağım. Endoksopik işlemler beni huylandırıyor arkadaş, bir estetik müdahale de olmayacak, ne işim olur!

Bu arada da bu bizim Suna'yla takılacağız artık, drenajımızı artıralım hadi bakalım...

 

 

6 yorum:

Julide dedi ki...

Aaaaaa!
Ameliyat dedigi ne ama merak ettim. Ben de kirdircam seneye. Isterse estetik de yapsin. Cekip almayacak mi sadece?

BitliTurist dedi ki...

Apandisit ameliyatı olmamış (tanı konmuş hastanede yatmış olarak he de) safra kesesine tas düsürürsen çok riiskli dediği halde yok canıım diyerek ameliyattan kaçmış biri olarak ben de aynısını yapardım :D

Tuten dedi ki...

Çakralarını açalım bir şeyciğin kalmaz Suna da varken :)

Adsız dedi ki...

Sinüzit için çörekotu yağını bi arastırsan belki faydası olabilir.Adile

Sittirella dedi ki...

Yeliz...
Doğal bi' yöntem biliyorum ve gerçekten sinüzit denen meretin kökünü kuruttuğunu defalarca gördüm/şahit oldum.
Buraya yazayım ama hiçbir sorumluluk almayacağımı peşinen belirteyim çünkü yöntem pek masum/sıfır risk değil.
Bizim Ege'de, yaz aylarında köy/kasaba/tarlalarda veya sokakların sağında solunda uçlarında minnak kavunlar olan bi' bitki yetişir. Yabani veya Acı kavun derler, hani dokunursun da çat diye kopar gider meyvesi sağa sola...
İşte o -ZEHİRLİ- bitki çaresi.
Sırtüstü, başını geriye atarak yatıyorsun. Olgunlaşmış acı kavunun suyundan burun deliklerine 2'şer damla max. 3 damla damlatıyorsun. Ağzının, burnunun, genzinin bombok acı olmasına aldırmıyor o pozisyonda 3-5 dakika kalıyorsun. Sonra 24'lü tuvalet kağıdı paketini yanına alıyorsun ve 2-3 gün boyunca burnundan gelecek tüm iltihap, akıntı, sarı-yeşil böğk! parçacıkları sil sil bitiremiyorsun Bittiğinde de bi' daha da sinüzit minüzit lafını ağzına almıyorsun.
Tatsız-tuzsuz bi' yöntem. Üstelik riskli çünkü acı kavun oldukça zehirli... ama miktar çok az olduğu için haliyle ölmüyorsun, zehirlenmiyorsun ama sinüs kanallarını kurutuyor işte.
Bizim memleketin en eski kocakarı ilaçlarından biridir bu. Sinüzit olan, burnu akan, başağrısı çeken hiçbi' yaşlı da bulamazsın çünkü hemen hepsi bu işlemi 1 veya 2 kez tekrarlamıştır ömürlerinde...
Hani, illâ yap diye değil, bil diye yazdım. Zakkum hikayesi gibi, yan etkisi olabilir. Sonuçta zehirli bitki ama...antibiyotik kullana kullana bedenimi mahvetmektense bu yöntemi seçerdim şahsen.
Amma çok konuştum, gideyim.
Sana geçmiş olsun diyorum...dilerim bi' an önce kurtulursun bu illetten.
Zor :/

Sittirella dedi ki...

Bi' şey daha aklıma geldi.
Kişi eğer Acı Kavun'un suyuna alerjik ise işte o zaman solunum yollarının tıkanmasına dek giden ani reaksiyon gelişip kişiyi öldürebilir.
Doktora sormadan, alerjik olup olmadığını anlamadan böyle bi' şey yapılmaz ama alerji testi yaptırıp sonuç temizse denerdim.
Heh, böylesi daha doğru oldu bak şimdi :)