Geçen hafta Agora isimli İzmir’in en kalabalık AVM’sine gitme kararı almıştık, bu kararımızda Arca’nın ne hikmetse özellikle Pazar sabahları 06:00 civarı uyanmasının etkisi büyüktü. Zira Agora’ya açılış saatinde gitmek, dükkanlar ve koridorlar bomboşken alışverişi tamamlamak ve 12:00 olmadan AVM’yi terk etmek üzerine aile içi bir anlaşmamız var. 09:30 olmuş ve evden henüz çıkamamışsak, Agora planı ertelenir. Neden diye sorma, bana uzun uzun anlattırma, oraya hafta sonu 12:00 sonrası bir gitmeyi dene, yeter…Sabahın köründe kalktığımız o Pazar, bir delilik yapalım dedik, önce Alsancak’a boyoz yemeğe gittik. (Tabii ki Dostlar Fırınına!) Boyoz benim için birkaç senede bir tüketilecek özel bir gıda. Formuma dikkat ettiğimden değil yav, rüflümü tetikliyor, sindiresiye canım çıkıyor (pişi, lokma, çiğ börek diğer eşsiz fakat benim için sonu felaket lezzetler…) O sabah zaten midem ağrıyordu, daha ne kadar kötü olabilirdi? (İç güvenlik yasasının çıktığını gözyaşları içinde tbmm’den izlediğim gecenin sabahındayız) olabilemezdi, yiyeyim gitsindi… Yedim, hem bu defa yanına yumurta bile yedim, düşün ki o yasa, reflüme boyozun on misli etki yapıyor!
Lakin o kadar erken çıkmışız ki, Agora’nın açılışına yarım saat varken Üçkuyulardaydık. Bir delilik daha yapalım dedim, kır direksiyonu pazara girelim. Girdik. Yani onlar arabada beklerken ben girdim. Benim pazarda tezgahlarım belli, artık hatırlı müşterisiyim çoğunun, o gün Pazar arabası yanımda mı, fazladan torba versin mi, hepsini bilirler sağ olsunlar. En favori Pazar tezgahım da Urla’lı amcayla oğlu… Sümüklü böcekli rokamı, eski tohumdan çakır domatesimi, ıslatılmamış marulumu aldığım tezgah… Bir de baktım, ıspanak! Aman yarabbi ıspanağı yakaladım mı? Yakaladım vallahi yakaladım! Bir dal ıspanağa bu denli coşkuyla sevinen şahsımı kınamadan önce dinle (yani oku:P)
Efendim, sebeb-i sevincim, yıllardır alışveriş yapmama rağmen bu tezgahta ıspanak satıldığını sadece birkaç hafta önce hem de tamamen tesadüf eseri öğrenmemdir. Ben rokaları kurcalarken bir hanımefendi tezgaha yaklaştı ve "ayırdınız değil mi ıspanakları" diye sordu. Gözümün önünde bir kocaman körpe ıspanak torbası el değiştirdi. NEAYYYYY SİZ ISPANAK MI SATIYORSUNUZ! Şeklinde istemsiz bir çemkirmeyle tepkimi dile getirmiştim. Oğlan da yok o gün, benim amca hafiften tırstı, gözlerimdeki dehşeti fark ettiğini tahmin etmek zor değil. Hemen üslubuma çekidüzen verdim, kimsenin beni psikopat sanmasını istemeyiz, değil mi? Ama hadi hop, körpe ıspanaklardan bahsediyoruz, yerli tohum, minicik, daha birkaç saat evvel toplanıp getirilivermiş… Saniyenin onda biri kadar minik bir süre içinde toparlandım, "ay ben senelerdir ıspanak görmedim sizin tezgahta amcacım, erkenden mi bitiyor?" Evet, dedi acımasızca, "08:00 gibi geliriz pazara, dokuz olmadan biter ıspanak, çok şükür." Hay benim götümdeki pirelere, hay benim sabah keyfime! Ne bok yemeye erkenden damlamazsın pazara kadın! Ne diye saatin on olmasını beklersin! Çayı demle çık, ne demeye oyalanıyorsun evde? Körpeler ellerin oluyor, sen kart ıspanağa kalıyorsun! Vay bana vaylar bana!
Dedim ve o gün elim böğrümde döndüm. Ama unutmadım. Benim Urlalı en sevdiğim tezgahın körpe ıspanaklarını unutmadım.
Nitekim aradan birkaç hafta geçmişken ve hemen hiç ümidim kalmamışken ıspanağı tezgahta görmek ziyadesiyle sevindirdi şahsımı. Derhal kaptım, kimseler görmeden. Benden mutlusu yok. İlker’e heyecanla anlatırken Arca’ya da müjdeyi verdim. Garibim yaz ıspanağı (semizotu) çıktı sanmış (semiztou Arca için Türk mutfağının en şahane yemeğidir, lütfen!) ailecek timsah yürüyüşü yapmadığımız kaldı.
Günler geçti, yok dışarıda yendi, yok evde evvelden kalanlar temizlendi, derken sıra bizim ıspanaklara geldi. NA bir güzel yemek yapacak bize ama içi elvermemiş, en körpe yaprakları yıkamış kurutmuş ayırmış, bir de not yazmış. (eski usül notlaşırız, biz, birbirimize tarif verir, eksiklerin listelerini yaparız.)
Demiş ki, evvelden yanında çalıştığı sosyetik hatun bu bebek yapraklarla salata yapar imiş, portakallı, lorlu, balsamikli filan… Bize de cumartesi yemekli misafir geleceğini biliyor, yaparsın, çeşit olur diye eklemiş. Misafir ertelendi ama bebek ıspanaklar asla!
Cumartesi akşam yaptığımız salata o kadar beğenildi ki, ömrü hayatımızda ilk defa bir salata pirzola ve makarnadan önce bitirildi. Üstelik de kim son lokmayı alacak yarışıyla...
Ispanağın yaptıkları bu kadarla kalsa iyi! Cumadan beri Arca’nın ateş nöbeti takibindeyiz, sabaha karşı ilaç saatinde ateşle zortlayınca, üstüne de uyku tutmayınca, bizim oğlan altı gibi teyzesinin armağanı mutfak setinin başına kuruldu, gelsin pizzalar gitsin çaylar… Besliyor beni, evet uyurgezer anasını…
Neyse ben uyuklarken bizimki de ilacın etkisiyle karşı kanepede sızmış, sonra nasıl olduysa bizim yatağa gelmişiz. Bu uyku gelgitine daha fazla dayanamayınca sekiz buçuk gibi kalktım. İlker uyanık, cüce baygın. Akşamdan ıspanağın tadı damağımda, "ben bir delilik yapıp pazara gideceğim" dedim ilker'e, biliyor sebebini, anlayış ve hatta mutlulukla karşıladı, fırından da gevrekleri kap gel dedi.
Gittim. Ve bebek ıspanakları tüm körpeliği ile beni bekler buldum. Mutluydum, akşam onunla başka tarifler deneyecektim, tüm şefkatimle onları yiyecektim!
Sonraki yazı: İki körpe ıspanak tarifi
8 yorum:
Ya Yeliz NA kim?
Yuppi !
Agoraya gitme kuralı bizde de aynı Yelizcim, sabah erkenden git Kemaraltına dönmeden hızla uzaklaş:) Bu pazarda aynı şekilde Agora turu yapıldı ve hızla uzaklaşıldı:)
:)) Ispanaklara bundan böyle başka bir gözle bakacağım ;) Bebek midir, ergen midir, karta mı kaçmış, menapoz öncesi midir, nedir diye :))
Ama yani yine de canlandıramadım ben o ıspanaklı salatayı gözümde, börek tamam, yumurtalı ıspanak tamam ama o ne yahu, marul salatası gibi, güzel mi sahi? Merak da ettim ama zaten bebek ıspanak yok ki bizim İstanbollarda :))
Afiyetler olsun, kuzuya da geçmiş olsun çok..
Rüyamda gördüm. Leylak hanım ve sen, bir büyük etkinlikte, hunharca çikolatalı kek yiyorduk.
Nutella günü de geçti. Atladım onu ben.
Neee ben de mi? Oy oy oy diyetteyim yav, üstelik 1 ay sonra bugün tartıda -2 yi gördüm, kesseler yemem :)
Kart mart dinlemeden ilk evlendiğimden beri yaparım ıspanak salatasını, bazen tek başına değil, diğer malzemelere de kattığım olur. Burda ayıklanmış yıkanmış poşette ıspanaklar var markette, onlar kadar taze değil ama baby ıspanak onlar da çok seviyorum şıp diye hazırlanıyor
Ehehe evet.
Size yazamadan siz bulmuşunuz zaten.
Hunharca yedik, belki ben aç yattım. Gıyabınızda yedim valla.
Sadece kan olsun, can olsun!
Yorum Gönder