22 Nisan 2015 Çarşamba

Sizin çocuğun zekası ne tür?

Üstün zeka (ya da üstün yetenek) kavramı ile birkaç yıl önce bir mail grubunda tanıştım.

Bir anne, feryat ediyor, şaşkınlığını gizleyemiyor, ne yapacağını bilemiyor, karışık karmakarışık duygularını kontrol etmekte güçlük çekiyordu. (Aklımda kalan ifadeler bunlar) Evet çocuğuna üstün zeka (ya da yetenek – aradaki farkı hala çok iyi bilmiyorum) teşhisi konmuştu. Hem gururluydu, hem sevinçliydi, hem de şaşkın.

Bir insanın doğuştan sahip olduğu bir özelliği ile bu insanın annesinin neden gurur duyduğunu (sahi ne gibi bir katkısı olmuş olabilir ki? GEN?!? ) o zaman da anlamamıştım hala da anlamıyorum.

Neyse, konumuz o değil. Bu şaşkın anneye tebrikler yağdı, alkışlar tutuldu, kendisi telkin edildi, rahatlatılmaya çalışıldı, yol gösterildi tecrübeler aktarıldı, hatta hatırı sayılır sayıda anne, kendi çocuklarına da üstün zekalı teşhisi konduğunu döküldü. Buraya kadar her şey tamam da o bilgisiz halimle en çok dikkatimi çeken şey, etrafımda ne kadar çok üstün zekalı çocuk olduğu idi. Yav arkadaş herkes mi üstün, herkesin çocuğu mu üstün zekalı? O günden beri artık algıda seçicilik midir nedir, gerek sosyal medyada gerek çevremde bu konunun tam bir trend topic olduğunu fark etmeye başladım.

İşin ilginç tarafı çocuğu biraz zeka parıltısı gösteren her anne çocuğunu bilmem ne testine sokuyor, öğretmenler sınıftaki her başarılı öğrenciye form gönderiyor, Bilsem sınavına girmesine teşvik ediyordu. Normalde nüfusun belki 2-3% gibi bir diliminin üstün zekalı olması gerekmez miydi? Eldeki verilere bakarsak, nüfusun (en azından çocuk nüfusunun yarısı) üstün zekalı olmalı. Keşke… Belki o zaman memleket kurtulurdu. (araya bir not sıkıştırayım: kulaktan dolma bilgilerle saçmalıyorsam affola. Verdiğim sayısal bilgilere de fazla itibar etmeyin zira kendi adıma detaylı bir araştırma filan yok, dediğim gibi, kulaktan dolma aklımda kalan bilgiler tamamen)

Bu arada, trajikomik şehir efsaneleri kulaktan kulağa dolaşıyor: Efendime söyleyeyim, sosyal medyada üstün zekalı çocukların ebeveynleri bir grup kurmuş, çocuğuna üstün zeka teşhisi konmamış olanlar da gruba giriyormuş. Niye? Girersen senin çocuğun da üstün zekalı olacak mı sanıyorsun? Bilsem sınav açıyormuş, sınıfın yarısı sınava giriyormuş. Sınav demişken, anneler tarafından soruların ardı arkası kesilmiyor: “Sınavda ne soruyorlarmış?” “ay şekerim benim çocuk sınava hiç hazırlanmadı, filancanınki özel ders alıyormuş”??

Bunlar işin eğlencelik kısımları tabii ki… Aslında Aziz Nesin’in de dediği gibi: “Şimdiki çocuklar harika!” hepsi her dönemde harika çünkü her nesil bir önceki nesilden daha zeki, daha üstün. Yani ben çocuğum yaşındayken bilmem ne yapamıyordum ama o yapıyor. Yapacak tabii, normal. Senin bu kadar uyaranın var mıydı? Şu flynn-effect meselesi işte… Belki de bu üstünlük tespitinde bir gariplik var, belki testlerin son kullanma tarihi geçti ve şimdi teste giren her çocuk üstün çıkıyor, neden olmasın:)

Aslında ben çocuğuna üstün zekalı teşhisinin konmasını arzulayan anneleri bir noktada anlayabiliyorum. Mesela el altından böyle bir sonuç alıversek (tanıdık uzman psikolog arkadaşlardan bir güzellik istesek, şşş çaktırma) şu özel okullara götürsek sonucu ve burs murs bi’ şey ayarlayıversek geyiğini ben de yaptım, utanmıyorum. Ulen herkesin çocuğu testi geçiyor bizimkini sokmadan geçti desek, herkes inanır. Ama yemedi, beni ciddiye almadılar.

Zaten teste sokmama gerek yok arkadaş bizimkinin zeka türü farklı. Parlak değil, üstün hiç değil, bizimki “pis zekalı”. Bak çok net söylüyorum, bu teşhisi de ben koydum. Ama tek başıma yapmadım, çevrem de bu yönde beni yüreklendirdi, onayladı, yaşadıklarımızdan daha başka ne çıkarabilirdim ki?

Bilimsel hiçbir dayanağı yok ama gözlemleyin çocuğunuzu, sizinki de aşağıdaki belirtileri gösteriyor ve benzer hadiseler yaşatıyorsa size, pekala “pis zekalı” olabilir:

Belirti 1: anneye lfdkgjlsdrkthlrkhıgfnl şeklinde küfrettiren diyaloglar yaşatıyor mu?
Örnek hadise: “Tırnaklarını yeme Arca!” “Yemiyorum tırnaklarımın etrafındaki etleri yiyorum.” “Onu da yeme!” “Yiyebilirim, sen tırnak dedin, et demedin!” “Şimdi diyorum”. “Önceden diyecektin, şimdi tırnak yemeyi bıraktım, et yemeye alıştım, artık çok zor”"lfdkgjlsdrkthlrkhıgfnl"

Belirti 2: Kaçamak cevaplarını, bahanelerini sana yediriyor mu?
Örnek hadise: Poyrazla oynarken topları komşu bahçeye kaçar. Poyraz’ın babasından rica eder, almasını ama bir topları daha vardır. Tufan amcası, “hadi bununla oynayın, nasıl olsa topunuz var, sonra alırım”, der. Arca mevcut topu da diğer bahçeye şut çeker, omuzlarını kaldırır: “hiç topumuz kalmadı!”

Belirti 3: Kelime oyunlarıyla, savunduğun argümanlarını yerle bir etme davranışı gösteriyor mu?
Örnek hadise: Arca kuzenine “pipi, popo” demeyi öğretir, halası bundan hoşlanmaz, Arca’yı uyarır. Arca, defalarca yapılan uyarılardan sonra “pipo” kelimesini aynı üslup ile Deniz’e öğretir. Pipo kötü bir kelime midir? İtiraz edecek bir durum var mıdır? Yoktur. Sessizce dağılabilinir.

Belirti 4: Bir tartışmayı “ay aman öf yeter” dedirtinceye kadar, dedirtemezse sonsuza kadar sürdürebilme yeteneği var mı?
Örnek hadise: Yemekte mütemadiyen ayağını sallar, benim ayağımı dürter. “Arca yapma, rahatsız oluyorum.” Devam eder. “Arca yapma! Bak devam edersen sofradan şutlanacaksın”. “SEN BENİM ÖZGÜRLÜĞÜMÜ ENGELLEYEMEZSİN!” “Benim özgürlüğümün başladığı yerde seninki biter Arca, özgürlük budur! Her istediğin şeyi yapamazsın!” “Ayağımı sallama özgürlüğüme engel oluyorsun!” “ayağın beni rahatsız ediyor! Sen benim rahatlık özgürlüğüme engel oluyorsun!” “Sallayabilirim ayağımı, bana karışamazsın” (tartışma bilinmezliğe doğru yol alır….)
İşte pis zeka budur. Yazık ki bu zeka türünün topluma bir faydası yoktur (hatta zararı bile olabilir, toplumun bir bireyi olarak şahsımın ruh sağlığını ziyadesiyle etkilemektedir!). Dolayısı ile devletin bir teşviki, özel okulların bir burs vermesi filan, büyük adam olması gibi olasılıklar mevzu bahis değildir. Yani sizin çocuğunuz da pis zeka belirtileri gösteriyorsa, sadece “geçmiş olsun” diyebilirim.

28 yorum:

neslihan dedi ki...

İşte bu; günümüzün üstün zekakı çocuk populeritesine ancak bu kadar güzel bakılabilirdi farklı açıdan.
Zaten benim 4 aylık oğlum da üstün zekalı bir bebek, büyüyünce de Arca abisi gibi olur inşallah :D

Adsız dedi ki...

Pis ya da temiz, ciddi ciddi zeka belirtisi bu cevaplar. Bir çocuk illa ki bilmem ne testinden bilmem kaç puan alınca, BİLSEM'in sınavını kazanınca zeki olmuş olmuyor. Zeka çok göreceli bir kavram ve hazırcevaplık da bir zeka belirtisidir. Olaydaki kör noktaları görüp bunları kendi lehine çevirme epey epey zeka belirtidir. Yürü be Arca kim tutar seni :) ( Bu arada bu BİLSEM'i bu kadar gözlerinde büyütmesin insanlar. Çünkü orada çalışan öğretmenlerin çalışma koşulları çok rahat olduğundan ve bu güzel ülkede her rahat yere kimlerin alınacağı malum olduğundan, bıdı, bıdı , bıdı... Neyse, çok büyütmeyin işte BİLSEM'i ) Pelin / İzmir

GeCe dedi ki...

Baksen demek bundanmış bizim kızın delirten halleri. Tam bir ay önce üç yaşını doldurduğunda birden bire değişti inadı. Zaten vardı da önlenemez ve değişitirilemez bir hal aldı. Ve aynen bu şekilde tavırları. Pis zekadanmış demek ki :)

Gulcin dedi ki...

Zekasini severim ben onun :)
Bizim zamanimizda da var miydi bu test? vardi sanki degil mi? Sokmaya tesebbus bile etmemisler bizi yeliz. Hic bir zeka belirtimiz yokmus demek :)

Unknown dedi ki...

ahahah:) Uzman olarak ben verirdim sana rapor, pardon Arca'ya rapor:)) yazardık zekan binbeşyüz:) O kadar güzel anlatmışsın ki bu test ve zeka olayını üzerine laf söylemeye gerek yok:) Rakamlarda doğru ayrıca, bir de sanırım artık normal zeka toplumda üstünolarak tanımlanıyor malum Türk milletinin %60 diye başlayan bir söz vardı:)

Aslı Budak dedi ki...

ahahaaa:)) 15 yıllık ingilizce öğretmeniyim anam emekli ilkokul öğretmeni, biz kızıma 1 yaşındayken zabın akıl teşhisi koymuştuk, öğretmeni hiper zeka diye tutturdu, yok dedik, anlatamadık, bilsem i ben iyi bilirim, ay soktu sınava, bizimki 10 dakika boyunca nasreddin hoca fıkrasına gülmüş zaten, sonuç mu? bahsetmeye gerek var mı?

Bezen Hindistan dedi ki...

Eskiden koltuklarin ne siklikla degistirildigi esin kurumdaki unvani (bkz ozel sektor mu vardi), evdeki beyaz esyanin coklugu, araba markasi gibi seylerle hava atilirdi simdi hepsinin yerini cocuklar aldi.

Öykücü dedi ki...

Biz de babasıyla aramızda çocuğumuz çok zeki muhabbeti yapıyoruz :))) Ama bundan başka kimseye bahsetmiyoruz elbette ! Yorumlarda Aslı Budakın yorumuna çok güldüm, Bezen'i de öpüyorum :)

Yağız Efe Acı dedi ki...

ayyy bir pis zekada bende var hele ki 1. ve 4. madde tıpa tıp .

okuyanguzel dedi ki...

Ben bu duruma sevinen ebeveynleri anlayamıyorum ne yazk ki. Çünkü ben sevinmek bir yana üzüldüm. Neden? İleri ya da geri olması demek normal olmaması demek. Yani farklı bir eğitim ve özel ilgi gösterilmesi gereken çocuklar bunlar. Eee Türkiye'de bu çocuklara gerekli eğitimi veren kurumlar var mı? YOK ! !
Ve sanıldığının aksine üstün yetenekli çocuklar genellikle mutsuz oluyorlar. Çünkü kendilerinde bir farklılık olduğunu anlamaya başlıyorlar. Arkadaşlarının verdiği tepkiler farklı oluyor. Genelde bu çocuklar hassastırlar ve hassas insanların işi her zaman daha zordur.

Ayrıca bizim gibi harika(!) eğitim sistemi olan bir ülkede gerekli eğitimi alamadığı için belli bir süre sonra bu zekalar köreliyor zaten. Ve Yelizcim dediğin oran %1-2 doğrudur. Ama belli bir yaşa kadar sonra zaten ülkemiz eğitim sistemi herkesi eşitliyor. O yüzden içim rahat yakın da körelecek oğlumun zekası da ve özel ilgiye gerek kalmayacak. Ne mutlu bize !!

Evet uzun ir yorum oldu ama yarama dokundun. :))

Ayla dedi ki...

Yazının hangi köşesine dokunacağımı bilemedim öncelikle :)

Mesela bir kadın vardı ay şu testler nerede yapılıyor ,yapalım da zekasını öğrenelim merak ediyorum şekerim diyen..Şok geçirmiştim. Bir anne evladına bu eziyeti nasıl yaşatır. Bu testler doktor tarafından yönlendirilir yaptırılır. Neden yapılır. Şuradan buradan burs almak için değil. İnanın bana özel okullar burs vermiyor hatta almak istemiyorlar. Çünkü bu çocuklarla uğraşmak istemiyorlar kaldi ki nerede burs vermek.

Bu testler neden yapılır çocuğu etiketlemek, öbürlenmek ayol benim çocuğum özel demek için hiç yapılmaz yani aklı başında anne hiç yapmaz. Tersine çevresine yaymaz. Çocuğu ötekileştirmek, arkadaşlarından ayrı tutmak çocuğa zarar verir çünkü.

Bu testler neden yapılır peki çocuğu tanımak, anlamak ,ona göre bir rota çizmek için yapılır. Üstün zekalı çocukların tanımlanmadığı, anlaşılamadığı için ne kadar zorluk çektiklerini bilemez misiz? Öğretmen anlamıyor, arkadaşları anlamıyor hatta yeri geliyor anası-babası bile anlamıyor çocuğu. Bu testler sadece bu açıdan önemlidir.

Bilseme gelince her aile özele okula ya da özel eğitime gönderme gücüne sahip değil maalesef. Ve gerçekten bu teşhisi almış çocukları için kaygılanıyorlar. Haklılarda. Çünkü bu çocuklar için özel eğitim lüks değil ihtiyaç. Ama bu kurumun da içine etmişler. Bilsem sınavlarına girmeleri için çocukları hazırlayan dershaneler olduğunu duyduğumda inanamamıştır. Bir anne çocuğuna nasıl böyle bir kötülük yapar demiştim. Hala da diyorum. Hele de Bilsem'in son sınavı TEOG sınavına dönmüş. Yazıklar olsun demiştim. Gerçekten ÜZ teşhisi almış ve özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların hakkına giriyorlar.

Sizin yazınızda bahsettiğiniz anneler gerçekten üz teşhisi konmuş çocukların anneleri değil. Çünkü onlar için içinde oldukları için ne olduklarını biliyorlar.

Ve her çocuk özeldir.Özellikle biz anneler için


yeliz dedi ki...

hah aslında bence okul çağında değil de doğduğundan itibaren anlaşılır özel bir çocuk olduğu. bir dikkat edin bence:)

yeliz dedi ki...

of pelincim haklısın, her kurumda olduğu gibi bunun da suyu çıktı sanırım. yoksa çıkış noktası ne kadar güzel, yorum yazan Aylanın da dediği gibi yardımcı olabilmek özel çocuklara gerekli desteği vermek ama işte burası türkiye:( neyse yav pis mis bizimkinin dötü kurtarcak kadar kafası çalışsın yeter:)))

yeliz dedi ki...

geçmiş olsun bacım:)

yeliz dedi ki...

vardı ya olmaz mı ama boku çıkmamıştı ve bence sadece gerçekten üstün zekalı olanlara uygulanıyordu, şimdi aylanın da dediği gibi teoga döndü:))

yeliz dedi ki...

ah işte burs vereceklerini bilsem :)) vermiyorlar ki.

yeliz dedi ki...

yav nasreddi,n hoca fıkrasına gülünür tabii ya napacaktı çocuk:)))

yeliz dedi ki...

muhteşem bir tespit, ayağa kalktım, önümü ilikledim, saygı duruşunda selamladım:) harikasın!

yeliz dedi ki...

aynen. Biz bazen kendimizi tebrik ediyoruz effferim iyi oldu bu mahsül iyi tuttu diyoruz. ama bazen:)))

yeliz dedi ki...

oy sana da cümlemize de geçmiş olsun:)

yeliz dedi ki...

ahucum, zaten yukarıda gülüp geçtiğim ebeveyn tipi tam da çocuğu normal olup sidik yarışı yapmaya yeltenen tp. gerçekten özel çocuğu olan ailelerin sorunları herhangi bir özel (otizmli, disleksi teşhisi konmuş, down sendromlu...) çocuk ailesinden çok farklı değil, kabul ediyorum. kolaylıklar diliyorum ama teşhis doğru bizim eğitim sistemi zekayı bile tektipleştiriyor maalesef:(

yeliz dedi ki...

vallahi çok da güzel anlatmışsınız. İşin içinde, bilgi sahibi bir insan olarak her noktaya açıklık getirmişsiniz üstelik gözlemlediğim çarpıklıkların da ne kadar doğru olduğuna sizin bakış açınızdan bakınca daha bir emin oldum. Teşekkürler ve kolaylıklar.
not: bilsemin çıkış noktası çok güzel ama resmen suyu çıkmış durumda maalesef. Bunu hem konunun dışında olan bir insan olarak ben, hem içinde bir insan olarak siz ve yorum yazan diğer arkadaşlar aynı anda tespit ettiysek, yazık ki ne yazık:(

Sittirella dedi ki...

Başıma bi' iş gelmeyecekse bu konuda iki kelam etmek istiyorum :)
Bilenler bilir, bizim zamanımızda (80'ler) öğretmenlerin şüphelenmiş ve seni çocuk doktoruna yönlendirmişlerse… Doktor da şüphelerinde haklı olduklarını düşünüp teste girmene karar vermiş, girdiğin test sonrası da teşhisi koymuşsa üstün zekalı idin.
Üstün zekalı teşhisi konulan çocuklar özel eğitim almak, özel okullardan burs almak gibi ayrıcalıklara pek sahip değildi bizim oralarda ya da yaşadığımız coğrafya özel okullara uzak kaldığı için biz böyle bir imkân olduğunu bilmiyorduk. O dönemde özel okullar bi' elin parmaklarını geçmiyordu hatırladığım kadarıyla: Şişli Terakki Lisesi ve Üsküdar Amerikan Lisesi gibi "lise"ler vardı, onların hepsi de İstanbul'daydı.
Tek ve pek popüler olan yöntem "sınıf atlatma" idi, çocuğu aynı yaş seviyesindeki çocuklardan ayırıp, yüksek yaş ve dolayısıyla anlama seviyesindeki çocukların arasına yerleştirerek aradaki farkı kapatma yoluna gitmek... O dönemlerde öğretmenlik yapmış izleyicilerin varsa bu konuda belki bi' kaç kelime yazarlar da bu "sınıf atlatma" sisteminin o zamanlar nasıl işlediğini anlatırlar.
Biri ilkokulda, biri de ortaokulda olmak üzere iki defa sınıf atlatılması gerektiğine karar verilen ben ama her seferinde "Siz benim çocuğuma torba muamelesi yapamazsınız, kafasına doldurabildiğiniz kadar çok şey doldurmaya çalışıyorsunuz. Arkadaşlarından, yaşıtlarından ayırmaya çalışıyorsunuz, izin vermiyorum." diyen annem :)
Sonra, liseye başlarken, ÜZ teşhisi konulup eğitim hayatı boyunca tam üç kez sınıf atlatılan yani bulunduğu sınıftakilerden en az üç yaş küçük olan bir arkadaşım oldu.
Ben liseye giderken o üniversiteye başladı, hem de tıp fakültesine. Bi' gün tatilde memlekete geldiğinde buluştuk, okul nasıl, arkadaş buldun mu kendine? derken hüngür hüngür ağlamaya başladı o dağ gibi çocuk. Kimsenin yaşı küçük diye onunla arkadaşlık etmediğinden, yapayalnız olduğundan, herkesin ona ucube muamelesi yaptığından bi' başladı, dakikalarca bağıra bağıra ağladı. Çok üzülmüştüm o haline.
Yıllar geçti, doktor oldu, çalışmaya başladı ama ben onun hayatında bunalımın, sorunun eksik olduğunu hiç görmedim. Flört girişimleri bile sorunlu oldu, onun payına hep yalnızlık düştü :(
ÜZ olmayı bi’ çeşit ceza olarak görmüşümdür hep, herkesin senden daha fazlasını, daha iyisini beklediği ve hep kendini ve zekanı ispatlamak zorunda olduğun bi’ hayat yaşamak zorunda kalmak…
Ay ben çok eskilere gittim, şimdi durum nedir, bu çocuklara nasıl bi’ eğitim uygulanıyor, nasıl psikolojik destek veriliyor bilmiyorum elbette…
He, bi’ de –özellikle sosyal medyadaki annelerden gördüğüm kadarıyla- hepsinin çocuğu dahi! :) Bi’ ara, sadece çocuğu dahi olan annelerin bunu cümle dünyaya haykırmak için sosyal medya platformlarında hesap açtıklarını falan düşünmeye başlamıştım :)
Şimdi bu tip anneleri görünce sadece gülüyor, çocuklarına sabır ve bol şans diliyorum :)
Senin Arca'nın pis zekası karşısında kıkırdıyorum, hakkaten pis yani, haklısın :)))

Aslı Budak dedi ki...

evet ve malesef. abim de bu çocuklar arasındaydı. yıllar seksenli yıllarmış o zamanlar, babam demiş ki: bu çocuk sivri zeka, gel biz bunu askeri liseye verelim, hizaya girsin! girdi mi, elbette hayır. 45 ysşında ve elinde kırık dökük bir hayatla devam ediyor yoluna. ne acı ki şimdilerde hala eğitim sistemimiz bu çocuklar için, dahası hiç bir çocuk için asla uygun değil! bu çarkın içinde en az zararla çocuklarımızı var etmemiz gerekiyor.

bahar renkleri dedi ki...

Ben blogunuzu bugün keşfettim son yazı ile can evimden vurdunuz desem yeri.Oğlum 5,5 yaşında ve bence tüm çocuklar gibi algısı açık aklı benden bir karış değil on karış ötede bir fırlama.Anne baba hatta aile konuşmayı sevince bir de dilbaz hazır cevap.Eee bence hepsi öyle şimdiki çocukların.Ellerindeki imkanı hangi çocuğa versen sonuç üç aşağı beş yukarı aynı olur da bu zamane anne ve babalarının kendi devri,algıları hatta öğrendikleri üzerinden çoçuğuna üstün zekalı sıfatı koymasını anlamıyorum.Bölümümüzde bir bayan var ay bu kısmı dedikodu gibi olacak biraz ama hergün bu konuşmalara maruz kalınca darlamdım kusura bakmayın.Kızı 4 yaşında zeka testi yaptırmış üstün zekalı çıkmış IQ bilmem ne kadarmış,şu okul iyiymiş falan filan hergün her saat telefon rapor çocuğa acıyorum yeminle.Daha az önce kreşten -tabi üstün zekalılar için olanından-gelmiş çocuk aradı resim yap okuma yap akşama kontrol edeceğim diyor.Ben de ağzım açık dinliyorum.Diyeceğim o ki pis zeka olsun pratik zeka olsun ama yeter ki mutlu olsun yeter bana.Normal zekalı çocuklara eğitim veremiyoruz daha bir de üstün zekalı olup harcanmasın çocuğum şahsen.Sevgiler.

annegazetesi dedi ki...

Bizim değil ama bir arkadaşımızın 2 çocuklarına da üz teşhisi konmuş. Çocuklara soylememisler bile, uzmanlar öyle tavsiye etmiş çünkü. Yanlarında bu konuyu konuşmuyoruz, anne bana fısır fısır anlattı. Pek dertli. Normal okullarına gitmeye devam ediyorlar ama öğretmenlerin haberi var ve onlara çoğu zaman farklı ödevler veriyorlarmış. Çünkü bu çocuklar o siradan odevlerden fazlasıyla sıkılıyorlar. Ders islenirken bile arada caktirmadan onlara özel bi seyler yapiyolarmis. Artık nasil oluyosa o. Bir dr haftasonu yine bir özel merkeze goturuyorlar, bu zekayı gelistirecek özel program (yine bebelere çaktırmadan, oyun oynatiyolarmis, strateji Oyunları falan, bebeler sanıyor oyun oynamaya geldik halbuki üz özel eğitim merkezindeler. Biri 8 biri 9 yaşında). Anne çok zorlandiklarini ve durumdan hiç hosnut olmadıklarını söylüyor keske normal zekalı olsalardı diyor valla.

pelin dedi ki...

gecen gun arin icin babaannesi cok zeki coook dedi gogsu kabararak :) koccayle hemen sorduk "anne neye istinaden zeki dedin" diye :) honk kaldi cevap veremedi..dile yapismis bi kere diyolar, diyoruz :)

Practical Mama dedi ki...

Yeliz'cim, Bunun gavircasi street smarts. Bizim evde bir tane mevcut. Diger cocugum zalak diye demiyorum ama lafi agzimiza tikan cocuk sayisinin iki yerine bir tane olmasina sukrediyorum. Annemin "cocugun olunca anlarsin" bedduasi tutmus diyecek oluyorum, "annem kizim sen bu kadar degildin" diye oturtuyor beni yerime. Gecen gun elbiselerini dolabina kaldiriyor, camasir legeni uzakta diye miyildanirken (kendi cocugum diye demiyorum, bir miyildanir, tahtaya surten tirnaktan beter olursun), ittim legeni. Bir de "kizim sikayet etme de kendi problemini coz" diye cemkirdim. o da bana sikayet ederek cozuyorum zaten. bak sikayet ettim, sen hemen cozdun benim yerime." dedi. Bir de uzerine pis pis siritarak cilaladi. Hah dedim, "hamileyken fosforu icin yedigin baliklar, simdi gelir micini tirmalar".