Çocukken gözüm hep ablamın kıyafetlerindeydi, büyüse de
kıyafet buna küçük gelse, ben de konsam diye kuş gibi beklerdim. Hep de severek
kullandım ablamın eskilerini. Zaten yeni kıyafet pek alınmazdı. Gerekirse annem dikerdi. Aklımdan çıkmayan bugün bile burnumda tüten nefis kıyafetler
dikerdi bize. Yav şu kadının dikiş maharetinin onda biri bana geçseydi bugün
Nur Yerlitaş bendim!
Şimdi bir nostalji havasında anlatıyorum ama bakma aslında
biz bu geleneği kendi içimizde devam ettiriyoruz. Arca’nın bütün küçülmüşleri,
eskileri Deniz’de şu anda. Ve çocuklar buna bayılıyorlar.
Deniz geçenlerde Arca’nın eski bir montunu giymiş, “bu Arca’nındı”
diye anlatıyor, Arca da bununla gururlanıyordu. Sonra baktım Arca kıyafetlerine
eskisine göre daha fazla dikkat ediyor. Yıpranmasınlarmış, sonra Deniz giyermiş.
Üzerine küçük geleni hemen ayırıyor ya da halasına gösteriyor, bak bu Deniz’in
olacak diyor.
Annemin bir sözü vardır: Çocukların yediği helal, giydiği
haram der. Ne kadar doğru. Giysinler tabii ama o kadar kısa bir süre giyiyorlar
ki eskimiyor bile… Geçenlerde Arca’nın ilk süt dişi düştü, ben de ilk dişi
çıktığında bloga koymuş olduğum çok eski bir fotoğrafı instagramda paylaştım, Arca işte o
zamanlar 4,5 aylık filandı. İlknur’un arkadaşı Merve bir yorum yazmış “Yeliz ablacım Arca’nın
üzerindeki tulum şimdi bizde” diye… Yani o tulum şimdi üçüncü bebekte… Çok
mutlu oldum. Önce bir "vay çocuğum büyüdü" hissi, sonra "bir anneye katkım olmuş
ne güzel" hissi arkasından da geri dönüştürmüş olmanın verdiği tatminkarlık
hissi…
Şimdi ne diye anlatıyorsun diyorsan… Diyor musun cidden? Yav
arkadaş israf etmeyin, diyorum, tutumlu olun diyorum, hatta
tutumluanne.com
diye bir site var, gidin oradan alışveriş edin diyorum. Sadece satın almayın
aynı zamanda satın da eskilerinizi, eski değil onlar zaten kısa süre
kullanılmış, artık işinize yaramayan şeyler…
Tutumluanne.com’un kurucusu Özden hn benimle irtibata
geçtiğinde ve artık işimize yaramayan ama kullanılabilir durumda olan eski
bebek çocuk eşyalarımızı değerlendirebileceğimi anlattığında çok hoşuma gitti.
Dediğim gibi bizim arkamızdan gelenimiz olduğu için tutumlu anne’nin sosyal medya hesaplarını takip etmeme rağmen hiç alışveriş yapmamıştım. Sonra daha da güzeli, istersek
satışlarımızın gelirini KAÇUV (Kanserli Çocuklara Umut Vakfı)’a
bağışlayabileceğimizi öğrendim. Ve Arca ile o hafta sonu evde satacak bir
şeyler aradık. E hiçbir şey yok! Her şeyi vermişiz:) Hatta bir ara
Hülya’dan
bir sling satın alayım da onu satayım, dedim. Sağ olsun o hatırlattı bebek
tartısını. A sahiii oldum bir an. Hemen İlknur’a sordum. Tabii ya, o da artık
onun işine yaramayanları (ve arkadaşının) annesinin evindeki depoya bırakmıştı.
Tamam işte! Cillop gibi tartı!
Derhal babaanneye gidildi, tartı alındı, kontrol edildi ve
karar verildi.
Tez satıla, geliri KAÇUV’a aktarıla!
Satacak bir şey bulunca,
tutumluanne.com’a hemen üye oldum, bilgilerimi girdim, ve
dükkan bile yaptım kendime. Özden hn, hep yardıma ihtiyacım olursa
arayabileceğimi söyledi ama hiç gerek kalmadı. Her şey son derece hızlı ve
kolay şekilde halloldu.
Evet, benim dükkan
burada gençler, bebek tartısı da satışta…
Ne demiş büyüklerimiz : Tutumlu ol! canımı ye!