6 Mart 2022 Pazar

“Kilo durumları nasıl?”

 Son cemre de toprağa düştüğüne göre yıllık geleneksel kilo vermeye (pardon sağlıklı yeme) niyet etsek mi?

5 Mart 2022 Cumartesi

Platonik arkadaşlarım

 Tam da yeni bir başlık atmıştım: "kilo alma durumları nasıl"

Sonra önceki postlarıma gelen yorumlara cevap yazmadığım aklıma geldi, döndüm bir daha okudum bir daha içim şefkatle doldu, ve her birine cevap yazdım ve bir defa daha bu bloga ve bu blog sayesinde çevrelendiğim insanlara yani siz okuyanlara şükrettim.

dedim ki, evvela nasıldın bugün bir anlat, başlatma kilona can simidine, semere dönmüş popona, sen anlat... bunu kendine, canım baisy'nin dediği gibi platonik arkadaşlarına borçlusun.

4 Mart 2022 Cuma

Ne yapıyorum? Ne okuyorum? Neler izliyorum?

 Güdük şubatı raporsuz geçirmişiz. Tüm blog alemi de benim ne okuyorum ne izliyorum postumu bekliyordu, yurtdışı ve yurtiçi temsilciliklerden mesajlar alıyordum peh :))

Ne yaptığımı az çok biliyorsunuz, panik atak kendini sevmeme, falan fişman!

28 Şubat 2022 Pazartesi

Küçük hayatımdan

 Bu hafta boyunca işle oyalandım, hemen her gün ofise gittim, her seferinde İlker kullandı arabayı, gün içinde iyice yorulup günün sonunda hemen her akşam 1-2  kadeh şarap içtim, erkenden yattım, erkenden kalkamadım, sık sık yaşadığım nöbetleri hatırladım, terapide anlatmak için özellikle hatırlamaya çalıştım, hiç yazmadım, hiç okumadım, hemen hiç spor yapmadım, iki defa Flamanca dersimi erteledim. 

22 Şubat 2022 Salı

Hissiyat böyle

 Kendinizi sevmeyerek güne başladığınız oluyor mu? Ona buna carladığınız ama aslında öfkenizin yegane hedefinin kendiniz olduğunun bilincinin de size hiç yardım etmediği sabahları? Aynaya bakasınız gelmediği hani? Akşamı zor ettiğiniz, bir kadeh şarapla bile keyiflenemediğiniz? 


15 Şubat 2022 Salı

Irkçılık

 Irkçılığa maruz kalmanın en kötü tarafı hazırlıksız yakalanmak… günlük hayatınızı her zamanki gibi sürdürmektesinizdir ve bir anda yüzünüze inen bir tokat gibi afallatır sizi, özellikle ilk seferinde. Ve sonra gardınızı almayı öğrenirsiniz. 

12 Şubat 2022 Cumartesi

Ağlamak bir öfke dışavurumu olabilir mi?

 Her cumartesi gün ortası terapi sonrası kendime soruyorum: neye ihtiyacım var?

Bazen yazmaya ihtiyacım oluyor, bazen ağlamaya, bazen papatya çayına hatta bir kadeh şaraba…


Bugün cevabım yürüyüştü. Sabah bir saat kardiyo yapmış olmama - yani egzersiz hedefimi tutturmuş olmama- rağmen çıktım. Çok soğuk ama güneşli bir Brüksel öğleni, ormana doğru yollandım. 


Ara sıra zihnime üşüşen cümleler… 


8 Şubat 2022 Salı

Sorgulamalar: "Lizbon'a Gece Treni"ninden payıma düşenler

Son birkaç haftadır, cumartesi günleri mental bir yorgunlukla geçiyor. Çok ağır. Bu hafta çok daha ağırdı çünkü bütün hafta içini çocukluğumun en eskilerini en saklanmışlıklarını deşeceğim bir ev ödevi ile geçirmiştim. İyi hazırlanmıştım. Ortaokula kadar tüm içim ters yüz edilmişti, notlarım, haritalarım şemalarımla terapi seasına hazırdım. Sanmıştım ki, bu arkeolojik çalışma, terapide sergilenecek ve terapi daha az sümüklü geçecek. Çok yanılmıştım. Daha on iki yaşıma gelmeden önce tüketti beni. Neyse ki seans bir saatte bitiyor, yoksa ben biterim.

Her seans sonrası İlker merakla soruyor, anlatıyorum. Her seans sonrası, kendisine şükrediyorum, ona rastlayışıma. Ve hayatımı sanırım sadece 3-4 cümlesinden başka etki etmemiş rahmetli anneannemi anıyorum, ne demişti? Allah eşinizden, işinizden güldürsün. Kuvvetle muhtemel -varsa eğer - cennettedir, pamuk anneanneye bu duası için kucak dolusu minnet... 

6 Şubat 2022 Pazar

Arınmanın hafifliğine ve Ayfer Tunç'a ve Nilay Örnek'e ve karnıyarığa...

 Arınmanın hafifliğine...

bir odam var benim, yani ben gaspettim. Arka oda. Çalışma odası. Misafir odası....

Yok hiçbiri değil, benim odam. Vaktiyle çamaşır odasıydı, çamaşır askısını bizim yatak odasına attım. Zamanla çöktüm buraya. Hele pandemi ve home working bahanem oldu, ofisim yaptım burayı. Her gün, sabah 06:30 gibi giriyorum, bahanem spor yapmak, sonra ofise dönüşüyor... Akşam televizyonda maç varsa, kaçışım oluyor, kimi zaman yoga meditasyon merkezi, terapi odası, flamanca dersi odası, kitap kulübü falan filan derken çıkmıyorum buradan! Evde beni ararlarsa, biliyorlar çalışma odasında, yuvamda, kozamdayım.

Hayalkırıklıkları

 Hayal kırıklığının kötü olduğu söylenir. Düşüncesizce varılmış bir önyargı. Hayal kırıklığı yoluyla değilse hangi yolla keşfedebiliriz neler beklemiş, neler ummuş olduğumuzu? Bu keşifte değilse, nerede yatar insanın kendini tanıması? Hayal kırıklığı olmazsa, insan kendisi hakkında aydınlığa kavuşur mu? Hayal kırıklıklarına, onlar olmasaydı hayatımız daha iyi olurdu diyerek, içimizi çekerek katlanmamalıyız. Onları biriktirmeli, bulmalı, toplamalıyız.”

Kitabın böyle bir etkisi var, sizi kendi kendinizin arkeloğu yapıyor. 

“Kim olduğunu gerçekten öğrenmek isteyen biri, hayal kırıklıklarını durup dinlenmeden, tutkuyla biriktirmelidir ve hayal kırıklığı doğuran deneyimleri biriktirmek bir hastalık gibi olmalıdır, hayatının her şeyi belirleyen hastalığı; çünkü öyle olursa, hayal kırıklığının yakıcı, zararlı bir zehir olmadığını, bizi oluşturan gerçek çizgiler konusunda gözlerimizi açan serin, yatıştırıcı bir merhem olduğunu apaçık görebilir.

Sadece başkalarını ya da durumu ilgilendiren hayal kırıklıklarıyla ilgilenmemelidir kişi. İnsan, hayal kırıklığının, kendisini kendisine götüren bir el kitabı olduğunu keşfederse, yaşadığı hayal kırıklıklarını öğrenmeyi arzular: Cesaret eksikliği ve yetersiz samimiyet gibi, ya da insanın kendi duygularına, eylemlerine ve sözlerine çektiği korkunç derecede dar sınırlar gibi. Öyleyse kendimizden ne bekledik, ne umduk? Sınırlarımız olmadığını mı ya da olduğumuzdan bambaşka kişiler olduğumuzu mu?”


28 Ocak 2022 Cuma

Co-gitsin!

O kadar zor bir haftaydı ki an itibariyle cuma akşamına yaklaşıyor oluşumuza şükrediyorum.


Geçen Pazar günü burnu akıyordu Ergenim Arca'nın, üşüttü yine dedik, sallamadık. Sallamayı bırak aldık çocuğu maça götürdük. Gol attı, arkadaşlarıyla sarıldılar, maçı kazandılar bir çember halinde kucaklaşıp dakikalarca tezahürat yaptılar. 


22 Ocak 2022 Cumartesi

Beyaz Torosun (?) sırrı

 Bu memlekette aksiyon bir bizim oğlanın göbeğine düştüğü tanker devrilmesi bir de Nuri Alço barmen hadisesi( inanmazsın içkisine hap attığı yüzlerce kadının ırzına geçmiş, nuri alço filmlerinden ilham almadıysa şerefsizim) 

Başka bir şey yok.


Biz de ergenimle napalım sokağı mesken tutmuş beyaz araca sardık hani anlattıydım…


Neyse ki bu araçtaki farklılığı fark eden bir biz değilmişiz. Bizim sitede ona 92. Daire diyorlarmış.

17 Ocak 2022 Pazartesi

Dumur diyalog #174

 Geçen koltuk meselesinde demiştim, bunlar beni ufaktan kapının önüne koyarlar diye, aleni plan yaptı ergenim Arca, olaylar şöyle gelişti.

A: Baba ya bir çıtır tavuk yapsak ya, off ne zamandır yapmıyoruz.

Y: İzin vermiyorum! Kızartma leş gibi kokuyor yapamazsınız.

A: Tamam o zaman şöyle yapalım baba, annemi kapının önüne koyalım, biz yapalım yiyelim sonra içeri alırız.

İ: Çıtır tavuk için anne kapının önüne konur mu oğlum? (hah işte kocam beni koruyor) Hani kedi köpek filan alsak neyse...

A: İyi fikir, annem haftada iki gün eve gelsin, köpeği o gelince göndeririz. 

-------------------------

HPV aşısı:

Türkiye'de ne zamandır ücretsiz olması için kampanyalar yapılan HPV aşısını burada ortaokulun ilk yılında isteyenlere yapıyorlar. Okuldan yazı geldi, çocuğunuza da anlatın, onayınız olursa yapalım yazıyor. Arca'ya anlattım, ergenlik çağında aktif cinsel hayatı başlamamış bireylere ileride cinsel yolla bulaşıp ciddi hastalıklara yol açacak bir virüse karşı etkiliymiş, ne dersin, dedim.

A: Nerde yapacaklar?

Y: Sağlık görevlileri okula gelecekmiş, okulda yapacaklarmış.

A: aaa olur mu hiç!? Pipimize mi yapacaklar?

Y: yok ya normal koldan.

A: Ha tamam o zaman yapsınlar


16 Ocak 2022 Pazar

Mekanın sahibi geldi

 Pazar gününün, üç buçuğu gösteren dakikalarında bir tatil gününden alınabilecek en yüksek verimi almanın haklı gururu içindeyim, sayın okuyanlar. 

07:30'da kalkmışım, sabah sayfalarımı yazmışım, yetmemiiş geceden kalma boyun ve omuz ağrılarım için yoga yapmışım, babababbak...

O da yetmemiş, 09:00'daki Flamanca dersim için tekrar yapmış, bir de üstüne ders almışım. 10:00 itibariyle evin pipilileri uyandığında ben on kaplan gücünde mutfağa dalmış idim.

İşte bunlar hep erkencilik. İşte bunlar hep tavuk misali 22:00 civarı uyumuş olmanın nimetleri, işte bunlar hep yaşlılık belirtileri.

9 Ocak 2022 Pazar

Lüzumsuz bilgiler Vol.4: Kendime notlar

Aralıklarla şahsıma ait lüzumsuz bilgilerle blogu şenledireyim diyorum. Neden? Hiçbir fikrim yok, paşa gönlüm diyelim.

4 Ocak 2022 Salı

Ne yapıyorum? Neler okuyor, neler izliyorum?

 Hala tatildeyim. Aslında ofis dün açıldı ama ben iki gün daha izin aldım, maksat geç gelmiş kocamla ve hala tatil olan oğlumla 1-2 gün daha geçirmek. İdi. Maalesef dün 3.doz aşı olduk ve kocamla ancak karşılıklı kanepelerden sızlanıyor, sakar oğlan kolumuza dokunur diye de Arca'ya yaklaşmıyoruz. Arkadaş bu nedir ya!? Pertimiz çıktı resmen. Hayır bir de dediler ki, yarım dozmuş, booster dozuymuş. Hee boost etti ebemizi. Aslında yine bu tatili iyi ki almışım dedim, zira çalışmam imkansız resmen hasta hasta yatıyorum. 

3 Ocak 2022 Pazartesi

Şuursuz özgüven, lütfen! [ ergentalks! ]

 Self reflection filan bahsediyordum ya geçen yazıda, yarı yıl değerlendirme konuşmasından önce yöneticim karşıt karakterimle iletişimimi nasıl yönettiğimle ilgili bir düşünüp gelmemi istedi. Hani o üç yıl önce renklerle ilgili bir kişilik analizi vardı, hani Jung öğretilerinden yola çıkan rapor. Ben de dengesizin önde gideni çıkmıştım. Pardon dengesiz demeyelim de yaratıcı gözlemci diyelim ;)

Bu testin sonuç raporunda bir de karşıt kişilik var. Yani senin zıddın yani -bence- uyuz olduğun...

2 Ocak 2022 Pazar

Adettendir...

 Adettendir yeni yıla bir ilk yazı yazılır. Geçmiş yıllara ait yeni yıl ilk yazılarıma şöyle bir baktım, bak bu da adettendir. Deli misin niye kendi yazdığın yazılara bakıyorsun, işin mi yok? diye düşünenler olabilir. Ben de onlara derim ki, sosyal medyadaki kendini tekrara düşenlerin birbirinin kopyalarının, birbirinin kopyaları olmamak adına saçmalayanların yazdıklarına, paylaştıklarına vakit ayıracağıma evet, kendime dönüp bakmayı tercih ediyorum. 

26 Aralık 2021 Pazar

Bir kafaya bir duman şart

 Babamın meşhur lafı, gavur cigarası tüttürme bahanesi… ben de yıllarca ne keyifle içtim mereti. Aramıyorum şimdi acep kafa hep dumanlı olduğundan mı:))

Beklerken...

 Geçen pazar, hani harika olan ... İlker'in geç geleceğinden ve benim bu değişikliğe tepkimin geçen defakine göre son derece sakin olduğundan bahsetmiştim. 

Yazıyı yazdıktan sonra iki durum arasında neyin farklı olduğuna baktım. Öyle ya, yine iş 3 derken 5 haftaya çıkmıştı, "benim sınırım 4 hafta, 4 haftayı aşma" dememe rağmen. Üstelik buradaki bütün Türk arkadaşlarım, hani felaket senaryoları yazarken beni kurtarmaya çağıracaklarım, tatile çıkmış, ülkeden ayrılmışlardı, en sevdiğim arkadaşlarımdan birilerinin İtalya'ya taşınacağını yeni öğrenmiştim ve etkisi çok ağır olmuştu, bir arkadaşımızın babası vefat etmişti, dolayısıyla kedisine bakmak zorunda kalacaktım (İlker gelmiş olsaydı, görev onundu) ... Yani işler geçen defakine göre çok daha kötüydü. 

Yine de... kediye bakma ekibinin whatsapp grubunda, "beni onu sevgi manyağı yaparım, şımartırım" diye arkadaşımı rahatlatmaya çalışan kocama "sen gel de beni şımart" diye sitem etmekten gayrı bir tepkide bulunmamıştım. aklı bende kalmasın diye de dil filan dökmüştüm, düşün yani bendeki olgunluğu, erdim lan ben!

Diyecektim ama yok... Pek öyle değil.