24 Kasım 2015 Salı
Sindrella Kompleksi
20 Kasım 2015 Cuma
Kumkurdu
Dumur diyalog #151
17 Kasım 2015 Salı
Kafa mühim!
16 Kasım 2015 Pazartesi
Korkunç bir günün sonlarından bildiriyorum.
13 Kasım 2015 Cuma
#2015te15yenikeşif : Jou Jou Parti ve Aktivite Merkezi
Arca ile günler
Akşama doğru biraz hava alalım dedik, Arca ile Hatay caddesinde yürüyeceğiz, ıhlamur çorap bir de istediği stickerlardan alacağız. Üç tane alabilirsin dedim. Önce anlaşır gibi olduk. Kırtasiyeye girdiğimizde işin rengi değişti, üç tane çok azmış, dörtmüş. Son derece manasız bir şeyi, aman hadi dört oluversin diyeceğim bir şeyi, “ben kararımdan dönmem” anafikirli derse dönüştürmek gibi kötü bir huyum var. Ama öyle… Bugün buna izin verir gevşersin yarın başka talepleri olur.
11 Kasım 2015 Çarşamba
Dumur diyalog #150
A: İstanbula gitmeye çekiniyorum.
Y: A, niye ki?
A: Orada insanları gazlıyorlar!
......................
10 Kasım 2015 Salı
6 Kasım 2015 Cuma
Sağlıklı yaşamın sırrı
Kalamar ve karides soslu makarna
3 Kasım 2015 Salı
kısa #10: Nurella
Kitap Yorumu: Yalnız Kadınlar Arasında
2 Kasım 2015 Pazartesi
An itibariyle
1 Kasım 2015 Pazar
Kasım’da ne yapmalı?
Sonra, ablamın doğum gününü kutlamalı, 41 kere maşallah demeli :P Kasım bana hep ablamın doğum günlerini ve yağmuru anımsatır. Ne yağardı be yağmur biz çocukken? Şimdi küresel ısınma b.kuna azaldı tabii.
31 Ekim 2015 Cumartesi
Cep telefonu çıktı, mertlik bozuldu
30 Ekim 2015 Cuma
Kitap yorumu: Bir Dönem İki Kadın
Ekim biterken...
23 Ekim 2015 Cuma
Çığlık
21 Ekim 2015 Çarşamba
Bir kontrol manyağından ahkam kesme yazısı
19 Ekim 2015 Pazartesi
Kahkaha atmak ister misiniz?
16 Ekim 2015 Cuma
Ev düzeni nasıl gidiyor? Merak edenlere…
15 Ekim 2015 Perşembe
Yorgunuz lan biz!
14 Ekim 2015 Çarşamba
Yeryüzüne dayanabilmek için
12 Ekim 2015 Pazartesi
Ters ışık
9 Ekim 2015 Cuma
Dumur diyalog #149 : Ödev özel
8 Ekim 2015 Perşembe
Gülümsemek için güzel bir gün
Kısa #9: Gülümsemek
Dumur Diyalog #148
A: Basketboldan vazgeçtim.
Y: Neden?
7 Ekim 2015 Çarşamba
antikapitalist monologlar
Saçında Gün Işığı
6 Ekim 2015 Salı
kısa #8 : İran'laşıyor muyuz?
2 Ekim 2015 Cuma
Ekim'de neler yapmalı?
1 Ekim 2015 Perşembe
Dizi
30 Eylül 2015 Çarşamba
Eylül biterken…
Eylülde biraz daha düzenli olmayı öğrendim. (yani bence:P) Marie Kondo’nun kitabında öğrendiklerimi hayata adapte etmeyi başardım. Aldığımı yerine koymaya, fazla eşya ile evi doldurmamaya, kısacası sadeleşmeyi evin her köşesinde uygulamaya dikkat ediyorum. Olacak bence olacak…
Ve sonunda kuaföre gidebildim! Bu çok mühim bir haber zira en son aylar önce gitmiştim, röflemin diplerinin çıkmasını bırak diplerim güneşten bile açılmıştı:) Sık sık kuaföre gitmeyi gerektirecek (röfle, kesim) bir saç modeline sahip biri için kuaföre gitmekten nefret etmek nasıl bir çelişkidir!
28 Eylül 2015 Pazartesi
Ben sana doyamadım doysun sarı yapraklar
Ben buralarda yokken…
17 Eylül 2015 Perşembe
küçük dertlerimiz
15 Eylül 2015 Salı
Koşulsuz Ebeveynlik
14 Eylül 2015 Pazartesi
BİZ!
Dumur diyalog #147
(Yazlığa gitmemeye karar verince dersi iptal etmekten vazgeçtik.)
Tüm yazı göçebe ve haliyle tek tuşa basmadan geçiren cüce, sabah notalarını bulamadı.
Y: E Arca ne yapacaksın şimdi? Notaların bile yok?
11 Eylül 2015 Cuma
her istediğimiz olmuyor
8 Eylül 2015 Salı
Ben utanmışım
3 Eylül 2015 Perşembe
Mutfak düzenleme sanatı
Aslında bildiğin mutfak düzenleme. Ama kıçına "sanatı"nı koyunca daha havalı oluyor.
2 Eylül 2015 Çarşamba
5 adımda kullanıcı dostu mutfak tasarımı
Mutfak tasarlarken nelere dikkat edilmeli?
1 Eylül 2015 Salı
Taşınma serüveni
Kitap kolilerini taşırken canı çıkan Tufan derhal ve şiddetle bir kindle edinmemi tavsiye etti, kıyamam mahvoldular.
27 Ağustos 2015 Perşembe
İki havlu, bir t-shirt, bir plaj elbisesi ve bir...
Sema Kaygusuz okumak
25 Ağustos 2015 Salı
Ev, tatil, yaz
21 Ağustos 2015 Cuma
Belki de...
20 Ağustos 2015 Perşembe
Tea & Pot artık online satışta!
Enfes çayları, zevkli bir atmosferde, keyifli sunumlarla misafirlerine ikram ediyorlardı.
Derken büyüdüler, çaylarını, tecrübelerini daha geniş bir platforma yaymaya karar verdiler.
Ve şimdi çay workshoplarıyla, toptan satışlarıyla ve daha da iyisi bir tıkla elimizin altındalar:
teapot.com.tr :)
Bu arada ben de en çok sevdiklerimi yazayım, ne tavsiye edersin diyenler olabilir:
Milk Oolong: Ödem attırıcı olarak Nihan tavsiye etmişti, kokusu bir garip geldi, küçük bir numune almıştım ama tadı nefis. Müthiş faydalıymış. Gerçi bütün çaylar faydalı:)
Detoks: İlker bile öle bayıla içiyor, nefis bir karışım, diyet döneminde çok işe yarıyor.
Noel çayı: Kışın seviyorum, tam da soğuk havalara göre bir çay.
Meditasyon çayı: Regl dönemi öncesi kurt kadına dönüşen ben bir fincan meditasyon çayı ile pamuk kıvamına geliyorum:)
Teapot karışımı: Hah işte bu nefis bi'şey! Hatta sinirli bi'şey! Beyaz çay var içinde ve daha neler neler... nefis. Bak ben bundan her gün içiyorum, hem de günde birkaç defa demlemek için aynı çayı kullanabiliyorsunuz.
18 Ağustos 2015 Salı
Kitap yorumu: Renklerden Moru
12 Ağustos 2015 Çarşamba
Dumur diyalog #146
A: Uçak nereye gidiyor acaba?
Y: Bilmem belki çok uzaklara gidiyordur
A: Holibuda gidiyordur belki?!
Y: Holibud neresi annecim?
A: aa bilmiyor musun?! Amerika'nın bir ilçesi
-------------------
O, "oreo yemek istiyorum" diyor, ben "daha yeni sofradan kalktın, doymadıysan yemek ye, oreo yok!" diyorum. O "televizyon izleyeceğim" diyor, ben "Deniz gelmiş, oynayın televizyon izlemek yok" diyorum. Didişiyoruz.
Sonunda patlıyor!
A: aaa ne istesem yapmıyorsun, biz böyle nasıl aynı evde yaşayabiliriz, söyler misin?!
Y: ayrı evlerde mi yaşayalım?
A: e gideyim ben Poyrazlarda, Denizlerde filan yaşayayım!
--------------------
Babaannesi ameliyat oldu ya, sürekli yatıyor ve kitap okuyor, kendisine tabii ki kitaplığımın nadide parçalarından ödünç veriyorum. Sonra da konuşuyoruz kitaplar hakkında.
Y: Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan kitabını da oku, Kürk Mantolu Madonna'yı sevdiysen, o da çok güzel. Bir de bende öykü kitabı var, vereyim mi?
B: Verme, öykü sevmiyorum
Y: ben de pek sevmiyorum.
Biz Arca'yı lego yapıyor sanıyorduk, meğer bizi dinliyormuş:
A: Hmm bakıyorum da siz ikiniz aynı şeylerden hoşlanıyorsunuz.
---------------------
Babaannesi cüceye kız tavlası öğretmiş, erkek tavlası da öğreteceğini söylüyor,
Arca'nın cevabı: "vayy babaanne, sen sürprizlerle dolu bir babaannesin!"
11 Ağustos 2015 Salı
Yas
10 Ağustos 2015 Pazartesi
Yeni başlayanlar için 15 maddede yazlıkçılık rehberi
9 Ağustos 2015 Pazar
An itibariyle...
4 Ağustos 2015 Salı
Ebeveyn eğitim kitapları gerekli!
Ebeveyn eğitim kitapları gerekli mi?
3 Ağustos 2015 Pazartesi
Sandık
29 Temmuz 2015 Çarşamba
kısa #7
Ve oyuncaklar da sadeleşmeden nasibini alır...
İşin şakası bir yana, Marie Kondo bahsetmemiş ama oyuncak ciddi bir mesele. Marie Kondo yazmadıysa da siz "Daha sade bir hayat" kitabını okuyun, (ya da benim kitap hakkındaki uzun yazımı okuyun:P) bakın görün evi oyuncaklardan yana sadeleştirirken nasıl da cesaretiniz yerine gelecek.
Sadeleşme dedin mi bacım elini korkak alıştırmayacaksın.
24 Temmuz 2015 Cuma
Çeşme’de hayatta kalma rehberi
22 Temmuz 2015 Çarşamba
Marie Kondo ile "hayatı sadeleştirmek için derle topla rahatla"
Çocuklar öldü ama hadi biz sistem geyiği çevirelim. Kitap yorumu: Çi
Çocuklar öldü.
Çok sayıda genç insan öldü.
Gülümseyen, geleceğe umutla bakan, içinde sadece umut olan çocuklar öldürüldü.
Allah biliyor ya, ne için Suruç'a gitmişler, alt kimlikleri ne imiş, isimleri ne imiş, umrumda değil. Ben o fotoğraf karelerinden gülümseyen gözlerin artık olmadığını biliyorum, bu da yeter, yetmez mi?
İyi o halde sizi klavye başında sosyal medya makaleleri derlemesi, farkındalık curcunasına buyur edelim: Çi.
20 Temmuz 2015 Pazartesi
Süper kadın... mı acaba?
14 Temmuz 2015 Salı
Yaptığın anana, öğrendiğin karına
13 Temmuz 2015 Pazartesi
Bizim evin halleri, tatil ve diğerleri
9 Temmuz 2015 Perşembe
Dumur diyalog #145
7 Temmuz 2015 Salı
Herkes köşe yazarı olabilir
6 Temmuz 2015 Pazartesi
Küçük siyah elbise
2 Temmuz 2015 Perşembe
Cesur Yeni Dünya
29 Haziran 2015 Pazartesi
Sadeleşmek mi? Sanata, sanatçıya ihanet mi?
24 Haziran 2015 Çarşamba
Kıskançlıktan ağladığın oldu mu?
22 Haziran 2015 Pazartesi
Kurtlarla Koşan Kadınlar : Veda
19 Haziran 2015 Cuma
Yaz
16 Haziran 2015 Salı
Biraz müsaade
12 Haziran 2015 Cuma
Firar, Alice Munro
10 Haziran 2015 Çarşamba
İyi bi’ şeyler… Komik bi’ şeyler
9 Haziran 2015 Salı
Dumur diyalog #144
Y: Arca bu Angry birds'lü olan t-shirt'ü giy istersen.
A: Onu okulda giymeyi tercih ediyorum.
............
A: Okulda üç kız bana aşık
İ: nereden biliyorsun?
A: Kendileri söyledi. Aslında neredeyse dört oluyordu biliyor musun babam?
..............
8 Haziran 2015 Pazartesi
Seçim sonrası zihin durumum : Karışık
3 Haziran 2015 Çarşamba
Çocuğunuz ekran bağımlısı mı?
2 Haziran 2015 Salı
Tüm zamanların en sevdiğim kitapları
31 Mayıs 2015 Pazar
Hafta sonu
30 Mayıs 2015 Cumartesi
Gezi
28 Mayıs 2015 Perşembe
Parfümün dansı
25 Mayıs 2015 Pazartesi
kısa #6
Arkamı dönüp, "iyi ama sen otobüsle gidip geliyorsun, n'aber!" diyecektim ki, sustum. Yoksa bile bugün yarın kredi çekip araba almayı planlıyordur kesin. O zaman da benzine ha boyna zam gelip durduğunda "ben zaten hep 50 tl'lik alıyorum" diyen malların arasına karışacak, boş ver!
Sabah sabah ne uğraşacağım, kitabıma döndüm. Ama aklımdan iki şey geçti:
23 Mayıs 2015 Cumartesi
Öfke
Çok yoğun, çok yorgun bir haftaydı. Eş zamanlı birçok işle ilgilenmek tek bir işe konsantre olmaya çalışmaktan daha fazla yoruyor insanı. Arca ile piyano dersinden geldik, ipad oynamak istedi ben de makinaya çamaşır atıp bir kahve koydum kendime. Ne yapacağımı da bilmiyorum ha… Kitap mı okusam sosyal medyaya mı baksam… Okuma köşesindeki koltuğa yayılınca yanımdaki sehpada kitapları gördüm. Geçen akşam geç gelmiştim, atıvermişim sehpaya.
Bu aralar multi tasking eğilimim kitaplara da geçmiş olacak, aynı zamanda birkaçını birden okuyorum. Gece yatmadan önce birkaç sayfa "Etkili insanların yedi alışkanlığı", sabah ve akşam yolda "Parfümün dansı", bu ikinci okuyuşum, kulübe seçildi, tekrar okumalı. Geçen hafta bitirdiğim ama içine aldığım notları bloga aktarmak istediğim için hala kaldırmadığım göt biti gibi yanımdan ayırmadığım "Öfke dansı" ve "Kurtlarla koşan kadınlar"…
20 Mayıs 2015 Çarşamba
Ödev
Anneler ikiye ayrılır:
1. Eli faaliyete yatkın olanlar
2. Olmayanlar
Olmayanlar da ikiye ayrılır:
1. Beceremediğini kabul edip yaptıracak birini tahsis edebilenler
2. Beceremediğini kabul etmeyip, kendi becerisinin çok üzerinde bir şeyler yapmaya kasan, yapmaya kasarken küfreden, çocuğa ve kendine günü zehir eden, hem çocuk katkı yapsın diye uğraşan hem de beceremedikçe stres olan….
Ben ikinci türdenim.
Kısa #5: Astroloji
18 Mayıs 2015 Pazartesi
Dumur diyalog #143
Y: N'oldu yav?!
A: Yarışta benim arabanın yağı bitti 42000 yapmam lazım yapamıyorum, anlıyor musun?!
........
Arkadaşlarla dışarıda yemekteyiz, ben bir şeyler anlatıyorum tam, cüce yanımda bitiyor, tuvalet, iyi gidip geliyoruz. Ben yine birine bir şeyler anlatıyorum. Cüce yine dibimde tuvalet, aaa inadına mı yapıyorsun diye carladım çocuğa. Ay meğer bu defa kakaymış, utandım tabii. Kabinde konuşuyoruz, özür diledim.
A: AAAA senin gibi tatlı bir anne affedilmez mi hiç?
16 Mayıs 2015 Cumartesi
Havlu atıyorum!
#2015tehareket miş! Peh hareket senin neyine lan! Sen daha önünü göremiyorsun!
Tam motive olmuşum, hemen her akşam egzersiz yapıyorum, bam! Ofiste merdivenlerden düştüm. Döt baş morardı. Tamam olabilir, dedik, hatta ucuz atlattık dedik, geçtik.
15 Mayıs 2015 Cuma
Sevgi Kraliçesi
14 Mayıs 2015 Perşembe
"Arca oğlum senin annen bir salaktı!" Vol.21
Hani artık seriye devam etmiyorsam, yazmıyorsam, Arca okumayı öğrendi beridir, okuyacak diye tırsmam. Bir anne olarak evladımın gözündeki imajı piç etmeye ben de dahil kimsenin hakkı yok, diye düşünüyordum. Ama artık dayanamayacağım, biriktirip biriktirip yazacağım, içim şişiyor yav!
11 Mayıs 2015 Pazartesi
kısa #4 : pis sakal
Bıktım yav yeminle sakallı erkek görmekten bıktım! Hadi bir muhteşem yüzyıl fırtınası esti, bir trend vukku buldu, anladık. Anlamadık da anlayış gösterdik diyelim. Yahu muhteşem yüzyıl biteli yüzyıl oldu, oyuncular sakalları kesti, başka yapımlarda rol almaya başladılar bile, şu sakal modası bir bitmedi.
Fırtına, ölmek, hediye vs...
9 Mayıs 2015 Cumartesi
Günler günlerin ardından...
Neyse ki, an itibariyle işi yoktu ve spor yapmak ile blog yazmak arasında kalmıştı da bilgisayarın başına bu defa yazmak için oturabilmişti. Spor demişken, yar bana bir motivasyon diyorum!! Bitti ulan şevkim, nerede o canavar Yeliz, nerede o speedy gonzales? Yine bana kalori yine bana pırtlak göbek yine bana dar pantolonlar düştü eyvah!
Cıvıtmaya müsaitim bilmem fark ediliyor mu? Spor yapmadın da ne yaptın diye soracak olursan, vallahi bacım anlatırım ama zamanını da çok pis alırım haberin ola, sonra darılmaca gücenmece yok.
6 Mayıs 2015 Çarşamba
#2015te15yenikeşif & #2015teArcaile15ilk : 1. Uluslararası Urla Enginar Festivali
Bazen işte böyle iç içe geçebiliyorlar, oluyor yani yoksa ikişer ikişer atlamak değil mesele:)
İlker bu aralar çok yoğun. Zaten cumartesi ve bayramlarda çalışıyordu, artık pazarlara da sarkmaya başladı işler. Neyse ki müdahil oluveriyoruz ana oğul:)
Bu hafta müthiş şanslıydık, İlker'in Urla'daki şantiyesinde işi çıktı. Hemen sarktık, biz de Urla'da gezeriz diye atladık. Şansımıza Urla'da da Enginar Festivali olmasın mı? Yeayyy... Ama sadece bana yeayyyy.. Zira bizim oğlan enginar yemiyor, zevksiz. Mis gibi enginar yav...
5 Mayıs 2015 Salı
Hıdrellez
1 Mayıs 2015 Cuma
37 kararları
Nisana yakışmayan bir ayaz vardı o gün. Otobüsten indim, metroya resmen koştum. Gösterge paneli 3 dakika diyor, 3 dakika sonra tren gelecek. Ama var ya titriyorum, hatta yerimde sabit duramıyorum. Ufak ufak ısınma hareketleri. Brrrr…. Derken gözüme rayların hemen yanında, ray yoluna döşenmiş çakıl taşlarının arasından fışkıran nefis bir bitki ilişti. Öyle ayrık otu filan değil, geniş koyu yeşil yapraklı "bak nasıl da çıktım çakılların arasından bak nasıl da direniyorum ayaza" der gibi mağrur bir duruşu olan bir bitki. Gülümsedim, yanı başımdaki istasyon sakinlerinin yan gözle beni süzmesine bakarsan, ufak bir kahkaha atmış olabilirim. Bauba yakınlarda mıydı yoksa? Yoksa Demetrenin kızına kavuşmasını mı kutluyorduk? Nitekim o günden sonra şehre bahar geldi, çöreklendi.
Baharı en çok baharda doğanlar sever bence. Mimozaları herkes sever de, en çok bahar çocukları uzun uzun seyreder. Bahar çocukları, serin esen rüzgarı, ara sıra yağan yağmuru, yürürken burnuna takılıveren ful kokularını sever, ama en çok baharı sever.
İlker her ne kadar 38 olduğumuzu (insanın aynı yaşta kocası olması kadar kötü bir şey olamaz:P) iddia etse de, ben 1 Mayıs 2015’ten 1 Mayıs 1978’i çıkarıyorum ve 37 buluyorum.