21 Ocak 2013 Pazartesi

Engelleri, engellileri nasıl anlatmalıyız?

Arca'nın dinmeyen öksürüğüne çareyi doktorda arayalım, partiye katılmak için icazet alalım dedik, cumartesi günü sabahın köründe düştük yollara. Soğuk algınlığına bağlı öksürük. Yani bizimki maymun dötünü görmüş... hesabıymış:)

Vakit çok, hava da güzel meşhur sihirbaz balcıya yürüdük. Alsancak'ta yılların balcısı vardır, ben çocukken bile vardı. Arca'ya oradan polenli arısütlü ortaya karışık bir bal yaptırıyoruz. Maksat doğal bağışıklık sistemi güçlendirici bir şeyler girsin bünyeye.

Gıdadan yana muhafazakar takılan cüceye de "sihirbazın balı" diye kakalıyoruz. Zaten takviye gıda diye verdiklerimiz ana öğünlerden fazla olmaya başladı mı anla ki bizim evde mikroplar kol geziyor.

Bir Türk anası olarak cehaletten olduğu kadar mikroptan ve fanilası sıyrılmış belden korkar, köşe bucak kaçarım.

Hayır, "çocuğu hasta ettik üşüttük" edebiyatına girmeyeceğim, benim derdim başka.


Yürürken bir dilenciye rastladık, yerde oturuyordu, bir ayağı dizden kesik ve protez takılmış. Arca'nın çok dikkatini çekti, önünde durduk, baktı baktı ; "onun ayağı neden öyle annem?" diye sordu.

Bir taraftan da yürümeye devam ettik. Hemen sazan gibi atlamayayım dedim; düşünüyorum ama bildiğim bir şey yok bu konuda. Yani nasıl söylemeli nasıl anlatmalı? Var mı bunu anlatmanın doğru bir yolu?

Bulamadım, içimden geldiği gibi anlattım; "bacağı yaralanmış veya hasta olmuş, ameliyatla kesmek zorunda kalmışlar, sonra da yürüyebilmesi için protez takmışlar" dedim. Bir taraftan net bilgi vermek istiyorum bir taraftan hasta olan herkesin bacağı kesilecek psikolojisine sokmak istemiyorum. Hani ikileme düşmemin sebebi bu!

Tamam dedi. Bu kadar, başka şeylerden bahsetmeye başladık.

Engelliler hakkında pek az şey biliyorum aslında. Ruh hallerini, yaşadıkları zorlukları anlamak, engeliniz yoksa kolay değil. Sadece engellilerin beklentisinin "normal" olduklarını hissettirmemiz olduğunu biliyorum.

Ben Arca kadarken karşı komşumuzun Onur adında bir oğlu vardı, zihinsel engelliydi. Tam olarak nasıldı, rahatsızlığı neydi hatırlamıyorum ama ben dört, o on bir yaşındayken beraber oynadığımızı hatırlıyorum. Bebeklik arkadaşım Sinemden sonra hatırladığım ilk oyun arkadaşım Onurdu. Annemlerin hiç müdahale etmediğini ve beni Onurdan sakınmadıklarını çok net hatırlıyorum. Sadece fiziksel olarak büyük ancak zihinsel olarak küçük bir çocuk olmasını fark ediyordum. Demek annemler benim sorularıma ve Onur'un durumuna normalleştirerek cevaplar vermişler ki, şimdiye kadar kaçındığımı, yaklaşmazlık yaptığımı hatırlamıyorum.

Yine de Arca'ya başka türlü anlatılabilir miydi, ne bileyim belki doğuştan da olabileceğini anlatabilir miydim diye düşündüm.

Bir taraftan da belki engelli kişinin de normal bir insan olduğunu hissettirmek için kişinin kendisine sorularını sormasını sağlamak gerekirdi? Engelli bir kişiyi bir çocuğun soruları incitir mi? Gerçekten bilemedim, nasıl davranmak gerekir?

Pazarda hiç yardıma ihtiyaç duymadan işini gören bir vatandaş... Hemen koşup yardım edesi geliyor insanın ama normal davranmak daha doğru galiba? Bilemedim...


7 yorum:

Adsız dedi ki...

Yeliz merhaba.. Seni, Arca'yı, bloğunu okumaya başlayalı uzun zaman oldu ve sahiden tanıyor gibiyim sizi. Öncelikle nacizane bir teşekkür benden, güzel yazıların, samimiyetin için:)

Ardından engelli/sakat olmak üzerine ise 2 yazı. Vakit ayırmanı dilerim..

http://www.engelliler.biz/forum/ayrimcilikla-mucadele-insan-toplum-siyaset-bugun-yarin/90167-normal-bir-adam-kadin-tekerlekli-sandalyede.html

http://www.engelliler.biz/forum/ayrimcilikla-mucadele-insan-toplum-siyaset-bugun-yarin/99900-potansiyel-engellilik-uzerinden-sakatlik-mevzuu-tartisma.html

Sevgiler..
Duygu

Etkaca dedi ki...

Mükemmel bir konu olmuş, yorumları tek tek takip edeceğim, notlar alacağım, zira bizim de benzer sorularla karşılaşacağımız dönem çok da uzak sayılmaz!

Etkaca dedi ki...

Çok teşekkürler paylaşım içn, çok faydalı oldu gerçekten

Gulcin dedi ki...

yeliz cok hassas konular gercekten. Hele konu cocuklara anlatmak olunca. Annelik zor gercekten zor. Hani en zoru da bu ince ayrintilar sanirim.

Genel olarak bu konuda ustumuze duseni yapabilsek en buyuk yardim olacak diye dusunuyorum. Hani ne bileyim engellei otoparklari, asansorleri, kaldirimlar falan konusunda durum malum :( Acikcasi Hollandada evet normal davranmamiz yeterli oluyor. Cunku hayat onlar icin normal olabilsin diye hazirliklar var. Melsela kaldirimlar engelliler icin dusunulmus yollar vs. ben onlarin yolunu isgal etmedigim surece ekstra bir seye gerek olmuyor. Ama turkiyede malesef biraz daha mi yardimci olamamiz gerekiyor diye dusunuyorum ben de. ama yardim ederken nasil olmali hic bilmiyorum :(

baglarimi kopardigim icin 3 ay koltuk degnekleriyle dolanmistim. Nedir ki 3 ay ve sadece onlem nihayetinde. ama nasil zordu anlatamam. O kaldirimlari cikmak, otobuslere binmek. hayatimda o kadar cok taksiye bir daha hic binmedim. Cok zor. Hayat onlara hazir hale getirilmedigi icin.

yazdim da yazdim kusura bakma ama boyle oldu :( engelleri kaldirsak sanki hayat kolaylasacak ama yolumuz uzun ck uzu galiba :(

yeliz dedi ki...

Çok teşekkürler duygu hem güzel sözlerşn hem de linkler için okudum tabii ki:)

yeliz dedi ki...

Evet etka hazırlıksız oluyorsun aklına gelmez diyorsun ama öyle açık ki algıları öğrenmek istiyorlar

yeliz dedi ki...

Of gülçincim sorma arca bebebkken metro şantiyesinde geçmek zorundaydık kaldırm o kadar kötüydü ki arca pusetteyken ikimiz birden yuvarlandık. Ben engelsiz bir kadınım nihayetinde puseti geçiremiyorum engelli bir kişi nasıl yaşasın! İnsana değer yok maalesef hayatın her köşesinde engelli olmalarını yüzlerine vuracak dünya kadar engelle karşılaşıyorlar